1. (a) (araba) önüne geçmek, yolunu kesmek, iki taşıt arasına girmek.
    A speeding car cut in and nearly
    caused an accident. (b) söze karışmak, (birisinin) sözünü kesmek.
    Don't cut in while I am talking, you can say what you want later. (c) danseden çiftin eşini elinden almak, (d)
    elekt. devreye girmek/sokmak, çalıştırmak.
    He threw the switch and cut in the motor: Şalteri kapayıp motoru çalıştırdı. (e)
    k.d. dahil etmek, aralarına almak.
    When Bill's friends got a big contract, they cut Bill in.
kütin: sellülozla birlikte bitkilerin kabuk zarını oluşturan saydam mumlu madde. İsim
tüketimde kısıntı
masraf kısıntısı
ihracatta kısıntı
...'in elini güçlendirmek Fiil
...'in lehine olmak Fiil
faiz hadlerinde kısıntı
(Br) asgari ikraz haddinde kısıntı
ücrette kesinti
fiyatta indirim
üretimde kesinti
ücretlerde indirim
tayınlarda kısıntı
kiralarda indirim
maaşta kesinti
asker gücünde indirim
parçalara ayırmak, parça parça etmek.
bütçede kesinti
muafiyette kısıntı
kesmek Fiil
ücretlerde kesinti
telefonla konuşurken bağlantı kesilmek Fiil
telefonla görüşürken bağlantı kesilmek Fiil
telefonla konuşurken hat kesilmek Fiil
birini servetteki payından mahrum etmek Fiil
oymak Fiil